27 Şubat 2012 Pazartesi

Online Dil Ogrenimi

Burada televizyonumuz yok. Acikcasi Internet varken TV'nin eksikligi hic hissedilmiyor. Su aralar Internette en cok zaman gecirdigim yerlerden biri yabanci dil ogrenim siteleri.

Bunlardan ilki iPod'da Almanca uygulama bakinirken kesfettigim busuu (www.busuu.com). Bu sitenin en guzel yani farkli dillerde arayuz imkani sunmasi. Yani siteyi tercihinize gore Ingilizce. Arapca, Cince, Fransizca, Almanya, Italyanca, Japonca, Lehce, Portekizce, Rusca, Ispanyolca veya Turkce kullanabiliyorsunuz. Online hesabinizi olustururken bildiginiz dil/dilleri ve ogrenmek istediginiz dil/dilleri belirtiyorsunuz. Kurs seceneklerinde baslangic icin A1, A2; orta seviyeler icin de B1, B2 gibi secenekler var. Her seviyede deneme amacli belli konu basliklarina bedava giris yapip, aktiviteleri degerlendirebiliyorsunuz. Eger herhangi bir seviyeye ait tum konu basliklarina erisim isterseniz 4.99 USD odemeniz gerekiyor. Ben ornegin Almanca icin B2'den baslamayi tercih ettim.

Kelime bilgisi, diyalog okuma, dinleme, konuyu degerlendirme aktiviteleri bugune kadar alisik oldugumuz dil ogrenim tekniklerini yansitiyor, ama tabii ki online oldugu icin daha eglenceli ve ozellikle cok sayida gorsel kullanimindan dolayi akilda kalici. Ama benim en cok keyif aldigim, site uyelerinin birbirlerinin dil ogrenim sureclerini interaktif olarak destekleyebildikleri aktiviteler.

Bunlardan biri yazma aktivitesi. Her konu basliginda bir adet yazma konusu bulunuyor. Bu konuda istediginiz uzunlukta bir metin yazip dilediginiz kullanicilara kontrol etmeleri icin gonderiyorsunuz. Ornegin benim son yazim gonderdigim kullanici tarafindan asagidaki sekilde duzeltilip sayfama eklendi.


Bunun karsiliginda siz de diger kullanicilarin bildiginizi belirttiginiz dillerde yazdiklarini kontrol ediyorsunuz. Ben sahsen rastgele bir konu secip yazma egzersizi yapma konusunda kendi kendimi motive edebilen bir insan degilim. Bu aktivite ile hem yazdiklarinizin duzeltilecek olacagini bilmek hem de karsiliginda baskalarina yardiminizin dokunabilecegini hissetmek insani yazmaya tesvik ediyor. Ayrica belli bir yazma/konusma seviyesine geldiginizde diger kullanicilarla yazisabileceginiz/hatta online konusabileceginiz msn tarzi bir ortam da mevcut. Bence denemeye deger...

Yine busuu'ya benzer ama benim busuu'dan da cok isindigim diger bir site de www.livemocha.com. Bu siteyi de busuu'da oldugu gibi sitenin en altinda yer alan, farkli dil seceneklerinde kullanabiliyorsunuz. Diger kullanicilarla etkilesim halinde olabileceginiz aktiviteler bu sitede cok daha cesitli! Ornegin, busuu'dan farkli olarak hazir bir metni okurken ya da size sorulan bir soruya cevap verirken sesinizi kaydedip, aksaninizi degerlendirmeleri icin diger kullanicilara gonderebiliyorsunuz. Ya da konusmasini veya yazisini degerlendirdiginiz bir kullaniciya sesli degerlendirme birakabiliyorsunuz. Bu sitede daha cok zaman gecirmenizi saglayan diger guzel bir ozellik de diger kullanicilara yardim ettikce puan topluyor olmaniz. Bu puanlarla sitede baska aktivitelere erisim saglayabiliyorsunuz.

Son olarak, gecenlerde Meric'in kesfettigi http://www.bbc.co.uk/languages/ var. Bu sitede yine cok farkli dillere yonelik degisik ve eglenceli egzersizler bulunuyor. Ben henuz Almanca kismini fazla kurcalayamadim ama Meric'in Ispanyolca ogrenirken kullandigi interaktif uygulamayi gorunce agzim acik kaldi. Bu baslangic seviyesinde Ispanyolca ogrenenler icin hazirlanmis interaktif bir drama. Hikaye Madrid'de geciyor ve dizinin kahramanlardan biri sizsiniz! Kamera cekimleri sizin gozunuzden yapilmis, karsilastiginiz herkes size bakip konusuyor. Ornegin, diger kahraman ile bir kafeye oturdugunuzda, kiz aniden gelen bir telefonla yerinden firlayip sizi garsonla basbasa birakabiliyor, ve siparisleri siz vermek zorunda kalabiliyorsunuz. Ispanyolca ogrenirken bir yandan da cozmeniz gereken bir gizem var. Program 2009 Interactive Innovation (2009 Interaktif Yenilik) odulunu almis. Kisacasi insanin sirf bu yuzden Ispanyolca ogrenmeye baslayasi geliyor :) (http://www.bbc.co.uk/languages/spanish/mividaloca/ep01.shtml). Yalniz BBC'deki yabanci dil materyallerini kullanabilmek, neyi nerede bulacaginizi kestirebilmek icin orta seviyede Ingilizce'nizin olmasi sart. Eger Ingilizceniz yeterli degilse ilk onerdigim iki sitede Ingilizce'nizi ilerletip, farkli bir dil ogrenmek istediginizde BBC'den faydalanabilirsiniz.

Bunlar tabii ki yabanci dili eglenerek ogrenebilmeniz icin yaratici materyaller sunan sayisiz online kaynaktan sadece birkaci. Ozet olarak bana oyle geliyor ki bu teknoloji ve yaraticilikla yakinda Babil'in kulesini tekrar insa edecegiz...







23 Şubat 2012 Perşembe

Erovizyon yaklasiyor yihuuuu

Dun Turkiye'nin 2012 Erovizyon sarkisini dinleme firsatimiz oldu nihayet! (http://www.youtube.com/watch?v=d_F6H6--FrU) Gece yapmam gerekenleri ertelemek icin neyle ilgilensem diye dusunurken Erovizyon haberi ilac gibi geldi. YouTube sagolsun yakin gecmisteki tum Erovizyonlari yadettik, hakkimizin yenip yenmedigini, birincilerin isabetli olup olmadigini milli duygularimizi bastirip, uzman gozuyle degerlendirdik.

Aralarinda en dokunaklisi suphesiz 2003'de Sertab Erener'in birincilik getirdigi yarisma (http://www.youtube.com/watch?v=fjowEwCk2bA). Kazandigimiz belli oldugunda resmi Erovizyon sunucumuz Bulend Ozveren televizyondan aglamakli bir sesle "1975'den beri boyle bir sey yasamadim!!!" derken biz Kadikoy'deki ogrenci evinde halay cekiyorduk. Erovizyona yillarca cok burun kivirdik; donmeyen politik oyunlar mi kaldi, musluman ulkeye atilmayan oylar mi, gurbetciler olmasa halimiz yaman mi... Ama oldu iste, biz de sonunda birinci olduk, rahatladik. (Bu arada Bulend Ozveren'in Erovizyon hakkindaki uzman gorusu icin bkz: http://www.uzmantv.com/eurovisiona-katilacak-sarki-hangi-ozellikleri-tasimali)

Sertab'dan yola cikip diger yillarin birincilerine goz attiktan sonra sundan eminim ki 2006 yarismasi Erovizyon tarihindeki en tuhaf birinciye ev sahipligi yapmis! Evet, Erovizyon'da bastan beri denenen bariz taktikler var; sarkiya milli kulturunu yansitan yerel motifler katmak gibi - ki bu konuda Turkiye'nin azmi takdire sayan, gonderdigimiz 10 sarkidan 9'unda darbuka kullaniyoruz... Ama 2006'da goruyoruz ki Finlandiya da o sene yerellikte sinir tanimamis, Iskandinav kimliginin olmazsa olmazi brutal vokal ve onu tamamlayan vahsi kostumleri ile Erovizyon'da adeta bir cesaret timsali olmus. Artik tepki oylari mi, boyle bir gozu karaliga sapka cikarmak mi bilinmez birinciligi kapmislar, kendileri bile sasirmis olmali dersem buradan heavy metalci arkadaslarima ayip etmis olmam umarim :)



2011'in birincisi Azeri grubu da ilk defa dun dinledim (http://www.youtube.com/watch?v=fSnz-iF9Xps). Tamam olur olmadik yerde yerellik katma cabalari bazen egreti olabiliyor ama tamamiyle bati ozentisi, kendinden hic bir iz tasimayan boyle bir sarkidansa, yine 9/10 darbukayi tercih ederim. Hadi Ingilizce global dil, sarki soyleme tarzi, danslar falan bir yere kadar da ozunde tesekkuru bir borc bilerem diye konusan Eldar ve Nigar'i Ell & Nikki diye sunmak nedir? Cik, olmamis, sevmedim...

Son olarak 2011'den 2008'e gidiyorum, ve tipik bir Erovizyon seyircisi edasiyla, kendimden emin sunu soyluyorum "Mor ve Otesi'nin hakki yenmis arkadas". Benim kesinlikle favorim... Hem muzigini hem de sozlerini tek geciyorum, ve hayir kesinlikle Mor ve Otesi'ne olan zaafimdan duygusal davranmiyorum. YouTube'da da farkli milletlerden olup benim tezimi destekleyen arkadaslar var, lutfen :) Sozleri Turkce oldugu icin juri uyeleri sarkinin havasina girememis olabilir, o yuzden buraya hem Turkce'sini hem Ingilizce'sini koymak boynumun borcudur (http://lyricstranslations.com/eurovision-lyrics/mor-ve-otesi-deli).

Mayis 2012'de kaldigimiz yerden devam ederiz artik...

Merhaba


Uzun uzun emailler yazmaya alisik bunyem is bloga gelince biraz duraksadi. Simdi birine sesleniyor gibi mi yazmaliyim, ic sesime kulak verip monolog mu yapmaliyim, yoksa spontane mi takilmaliyim? Belki de hic uzerine dusunmemeliyim, su akar yolunu bulur, benim de uslubum elbet oturur...

Ilk gunlugumu ilkokul ucuncu sinifta "Bir Genc Kizin Gizli Defteri"ni okuduktan sonra tutmaya baslamistim. Bir de isim vermistim, "Alice"! (O zamanlar bildigim tek yabanci isim olabilir). Ilk hevesimi aldiktan sonra mola vermis, Kadikoy Anadolu Lisesi'ni kazandigimda o heyecanla tekrar yazmaya baslamistim. Dusunuyorum da sonraki ara vermeler ile yeniden yazmaya baslamalar arasindaki gecis noktalari hep "ilk"ler oldu.. Ilk hoslanma, ilk flort, universitenin ilk gunleri, ilk ask, ilk ask acisi, aileden ilk uzak kalma, ilk yurtdisi deneyimi...

Simdi tekrar baslamak icin yine gecerli sebeplerim oldugunu dusunuyorum. Evliligimin ilk yilindayim (ki hala evlilik kelimesine birinci tekil iyelik eki getirirken yadirgiyorum) ve Amerika'da yasiyorum.

Bu blogu yazmaya baslarken kesinlikle New York'da bir kultur elcisiyim, Amerika'yi bir de benden dinleyin, gezelim gorelim okyanusun obur ucunu taniyalim vb. motivasyonlarla yola cikmadim. Amerika'da olmamin Amerika'da olmam disinda ve yasadiklarimin burada gecmesi disinda bloguma dogrudan hic bir etkisi olmayacaktir, bastan anlasalim :)

Yakin zamanda tekrar gorusecegiz...