1 Ocak 2013 Salı

Coldplay Konseri ve Icimizdeki Kadikoy Anadolular

Bu sene bir degisiklik yapip 31 Aralik'i degil 30 Aralik'i dort gozle bekledim. Sebebine gelince, bundan bir bucuk ay once Amerika'daki alti Kadikoy Anadolulu Facebook'da nasil olduguna kendimizin de anlam veremedigi bir sekilde organize olup, 30 Aralik'daki Coldplay konseri icin bilet aldik. Aylin'in ucagi konsere yaklasik uc saat kala New York'a indi. Bu sure icinde bizim evde toplanmayi, bir seyler yemeyi, ayakustu geyik cevirmeyi ve konserin olacagi Brooklyn'deki Barclays Center'a bir saat onceden gitmeyi her nasilsa basardik. Bu arada Aylin'in iki sene once bizi New York'da ilk defa ziyaret ettigi zamanki dehset kistan sonra New York'un gordugu en soguk gundu diyebilirim! Kapidan girdiginde ettigi kufurleri burada sansurluyorum mecburen :)

En pufuduk montlarimizi giyip, en kalin berelerimizi atkilarimizi sarindiktan sonra Armagedon ekibi olarak yola ciktik. Barclays Center sehrin ortasinda, koskocaman balina seklinde bir bina. Ve hatta iceri girdiginizde disaridan gorundugunden cok daha gorkemli.

Heves yapmis, heyecanli dinleyiciler olarak Coldplay'den once katlanmak zorunda olacagimiz bir alt grup olabilecegini hesaba katmadan 19:15 gibi yerlerimizi aldik. Sansimiza hicbirimizin keyif almadigi, sirf insan vokaliyle muzik yapan bir boy band cikti karsimiza. Dokuza kadar Yetenek Sizsiniz tarzi yarisma programlarindaki jurileri aratmadan gruba saydirip durduk! Acikcasi bu sure zarfinda yillardir gormedigim Kadikoy Anadolulu bu grupla (Aylin, Ekin, ben, Okan, Bengi, Idil, ve fahri KAL'li Meric) asagidaki barda biraz daha vakit gecirmeyi tercih ederdim ama bilemedik iste... Yaratici olmaktan cok itici olan alt grubumuz sahneyi terkedip de yerini Coldplay'e birakinca her sey degisti. Birden kendimi tekrar yirmili yaslarimda gibi hissettim. Uzun zamandir bu kadar iyi vakit gecirdigim bir konsere gitmemistim (Buradan special thanks to Okan!!). Grup sevdigim sarkilarini muhtesem isik gosterileri ve sovlar esliginde ardi ardina calmaya baslayinca yerimde duramadim. Zaten solist Chris Martin'in enerjisinden etkilenmemek mumkun degil, ama o konuya fazla girip ergen muhabbetine cevirmek istemiyorum bu yaziyi (Ama yine de, I love you Chriiiiiiiiiis)

                                                *Video YouTube'u tikladiginizda daha net izleniyor.

Ses duzeni de korktugum gibi rahatsiz edecek seviyeye ulasmadi neyse ki. Hamileyken kendinizi  nadasa birakmaktansa, enerjinizin izin verdigi surece etkinliklere katilmak, hayattan kopmamak ve mutlu olmak bebek icin bence cok cok daha iyi! Annenin pozitif enerjisinin bebege gectigine kesinlikle inaniyorum. Ayrica oglumuz icin de harika bir ani oldugunu dusunuyorum. Dogmadan gittigi ve annesiyle dansettigi ilk konser oldu bu. Darisi dogumdan sonrakilere... (Cok mu Polyanna oldu bu kapanis ne??)










Hiç yorum yok: