12 Mart 2012 Pazartesi

"Yalniz ve Guzel" Kasabamiz Lynbrook!

How I Met Your Mother'in bir bolumunde Robin'in sevgilisi her zaman takildiklari Manhattan'daki bara gelir, masada Lily ile Marshall'i goremeyince nerdeler diye sorar. Suratlari allak bullak halde cok kotu bir sey oldu der Barney, Ted ve Robin. N'oldu hastalar mi? Hayir daha kotu... Bebege mi bir sey oldu? Hayir, cok daha kotu... N'oldu?? Long Island'a tasindilar!!! Iste biz o Long Island'da yasiyoruz :) 


Oncelikle hali hazirda biletini almis ve gelis tarihi belli olan arkadaslarimizi korkutmamak adina soyluyorum, Long Island'da yasanabilecek en ideal yerlerden biri Lynbrook. Neden? Cunku Manhattan'a trenle sadece yarim saat uzaklikta! (Ben Lynbrook'un Manhattan'a donusunu sevdim gibi bir durum oldu bu...) Evet uzun lafin kisasi bugun sakin, nezih, etliye sutluye cok da karismayan kasabamiz Lynbrook'dan bahsedicem biraz.

Lynbrook ismi ilk olarak 1894 yilinda Brooklyn'den gelen gocmenlere atfen, adeta bir yaraticilik dehasi ile Brooklyn'in hecelerinin yer degistirilmesi sonucu ortaya cikmis. Amerika'nin baska hic bir yerinde bu isimde bir kasaba yok dersem ne kadar nadide bir yerde yasadigimizi daha da iyi anlarsiniz sanirim... Lynbrook'da 2010 sayimina gore tam tamina 19.417 kisi yasiyor, ya da diger bir deyisle km basina yaklasik 4.000 kisi dusuyor, ya da diger bir deyisle sokakta bazen insan gorebiliyorsunuz. Gerci bu soyledigim 2010 rakami, kasabadan gocenler ve yeni doganlari birbirinden dusecek olursak 2012 itibariyle bir 10-15 kisi artmis olabiliriz.

Lynbrook'un demografisi hakkinda genel bir izlenim edindik sanirim. Gelelim mimari dokusuna. Bu konuda Lynbrook'un hakkini vermek gerekir cunku kasabanin geneline asagidaki resimlerdeki hava hakim. Sirin, mustakil evler; derli toplu, bakimli bahceler, klasik Amerikan filmlerinden asina oldugumuz bir banliyo hayati. Tabii bu isin disaridan gorunen guzel yani, malum sona ermek bilmeyen 2008 krizinden sonra bu evlerin ahalisi de mortgage derdi ile bogusuyor olabilir.


Lynbrook'da benim en cok sevdigim ve ugradigim yer yanda gordugunuz kucuk parki. Bu parkin bir ucundan bir ucuna 15 dakikada yuruyebilirsiniz, o da kuslara boceklere bakip oyalanirsaniz, yani oldukca ufak ama benim hosuma gidiyor. Kisin ayri baharda ayri bir havasi var. Yazin da ates bocekleri cok guzel oluyormus, o sahneyi gormek icin yazin gelmesini dort gozle bekliyorum...

Lynbrook belediyesi farkli egzersizler yapmak isteyenler icin parka degisik spor aletleri koymus. Bunlarin bazilarina ilk baktiginizda ne oldugunu anlayamayabiliyorsunuz. Misal asagida soldaki resimdeki aleti ilk gordugunuzde bunun uzerine oturayim mi cikayim mi n'apiyim ben simdi diyebiliyorsunuz. Belediye de bu ikilemi hissetmis olmali ki her aletin yanina bir kullanma kilavuzu koymus. Benim yine de pek gozum tutmadi, kosmak yetiyor bana.


Lynbrook'un dunya uzerindeki varligindan haberdar olduktan, ve hatta burada bir sure kalma serefine eristikten sonra yasamaya basladigim evi asagida gorebilirsiniz. Bizim ev Lynbrook'un cogunlugu beyaz Amerikali, orta halli, muhafazakar sakinlerine inat tam bir gocmen evi. Evde bizle beraber iki Turk aile, bir Turk ogrenci, bir Turk asci, bir de ayip olmasin diye bir Amerikali yasiyor. Bu evin en en en guzel yani, istasyona iki dakikalik yurume mesafesinde olmasi. Bazen tren evin ortasindan geciyormus gibi hissettigimiz oluyor gerci ama insan zamanla ona da alisiyor.


Hiç yorum yok: