Vakti zamaninda suna kafa yordugum olmustur: Almanya'da mastir yaparken sinifta onca farkli memleketten ogrenci varken neden benim en yakin arkadaslarim Kolombiyali ve Brezilyali idi, ucunun de Guney Amerika kokenli olmasi tesaduf muydu? Gectigimiz hafta bu soruya aradigim cevabi buldum.
Burda tanistigimiz bir cift var. Kiz Hintli, Kanada'da dogmus, bir sure Cin'de yasamis, simdi New York'da calisiyor. Cocuk Singapurlu, o da bir yerlerde bir yerlerde yasamis, detaylari hatirlamiyorum, en son yollari burada kesismis. Boyle insanlarin hayat hikayelerini duyunca ister istemez biz ne kadar duzuz ya diye dusunuyor insan. Turkiye'de dogdum, 30 yasina kadar ailemle Turkiye'de yasadim, evlenince de New York'a geldim iste ehi ehi... (Allahtan arada mastir bahanesine Almanya'da bir bucuk yillik bir deneyim var, yoksa dogumda gobek bagimi kestiklerinden suphe edebilirdim).
Neyse efenim bu arkadaslarla Persembe aksami yemege ciktik. Bu Persembe gecesi bir seyler yapma hevesi enteresan bir sey, Almanya'da da vardi o zihniyet. Ogrenci partileri falan hep Persembe aksamlari olurdu. Hadi o ogrencilik zamaniydi, calisanlara n'oluyor? Essek gibi calisiyoruz ama hayat kalitemizi dusurmedik, bakin haftaici de disari cikiyoruz, egleniyoruz, oooh enerjimize saglik durumu mu, nedir? Neyse biz de burda adet boyle herhalde, cahillik yapmayalim diyerekten multikulturel ciftimizin Persembe geceki davetini kabul ettik.
Simdi tabii yeni tanistiginiz insanlarla henuz yeterli samimiyete ulasmadiysaniz "Abi o gitcegimiz restoran biraz ciks bir yere benziyor yalniz, bizi bozar orasi" diyemiyorsunuz. Dolayisiyla bugune kadar New York'da yedigimiz en kucuk menuye en fazla hesabi West Village'daki Perilla'da odemis olduk. Ama kesinlikle kendimizle gurur duyuyorum, "Evet evet burasi harika bir yermis, tum arkadaslarimizi buraya getiricez" derken gercek duygularimizi en ufak bir sekilde ele vermedik.
Gecenin bundan sonraki kisminda benim en favori mekanlarimdan biri olan Wine Spot'a gittik. Burasi biri sizi alip goturmese, yillarca onunden gecseniz farketmeyeceginiz bir yer belki. Yine Downtown'da bir binanin bodrum katinda ufak bir Wine Bar. Tamamiyle ahsap bir dekor, arka planda Edith Piaf tarzi calan hafif sarkilar, ve bulmasi zor oldugundan olsa gerek hic bir zaman asiri kalabalik olmayan bir mekan. Rahat ettiginiz bir mekanda kesinlikle insan iliskileri de degisiyor. Yemek yedigimiz ortam biraz kastiriciydi, Wine Spot'a gelince ortamla birlikte sohbet de guzellesti. Hmmm Amerikalilar ne diyorlar, boyle bir "casual" olduk nihayet :P Burada gelen saraplarla birlikte laf lafi acti. Bizim Singapurlu cocuk tam bir futbol fanatigi cikti. Ama oyle boyle degil, Adanaspor'u biliyor o derece! Hatta bir kere sizin Fenerbahce'nin bir taraftari gece statta sabahlamis, sabah mactan once sahaya Fener bayragini dikmis deyince agzim dusecekti nerdeyse!
Bundan hemen sonra anlattigi hikaye ise geceye damgasini vurdu. Bu Singapurlu arkadas bir keresinde is icin Brezilya'ya gidiyor, futbol hastasi oldugu icin de hazir ordayken bir mac izlemek istiyor. Orda tanistigi birkac Brezilyali ile bir maca gidiyorlar. Mac baslamadan once, bizim arkadas rakip takimin tribunlerinde bir hareketlenme goruyor, daha dikkatli bakinca taraftarlarin ellerindeki sapanlarla havaya tas attiklarini goruyor. Yanindaki Brezilyalilara n'oluyor, neden boyle bir sey yapiyorlar diye sorunca Brezilyalilar olayi cok normal bir sekilde acikliyorlar: Bizim takimin amblemi akbaba, taraftarlar da o yuzden tribune akbaba getirmisler, hayvanlari mactan once takimlarini desteklemek icin ucuruyorlar, diger taraftarlar da akbabalari vurmaya calisiyorlar!!!
Bu hikayeye yaklasik bir yirmi dakika guldukten, ve ertesi sabah uyandigimda hatirlayip tekrar koptuktan sonra bu yazimin ilk paragrafindaki sorumun cevabini buldum. Ben Guney Amerikalilari cok seviyorum cunku dunyada bunu yapabilecek bir onlar bir de biz variz herhalde. Boyle atesli, boyle kontrolsuz, boyle sacma, boyle komik, boyle abzurt ama tuhaf bir sekilde eglenceli insanlar oldugumuz icin bu kadar cabuk kaynasiyoruz sanirim.. Bunu da New York'da kesfettigim iyi oldu :)
Bundan hemen sonra anlattigi hikaye ise geceye damgasini vurdu. Bu Singapurlu arkadas bir keresinde is icin Brezilya'ya gidiyor, futbol hastasi oldugu icin de hazir ordayken bir mac izlemek istiyor. Orda tanistigi birkac Brezilyali ile bir maca gidiyorlar. Mac baslamadan once, bizim arkadas rakip takimin tribunlerinde bir hareketlenme goruyor, daha dikkatli bakinca taraftarlarin ellerindeki sapanlarla havaya tas attiklarini goruyor. Yanindaki Brezilyalilara n'oluyor, neden boyle bir sey yapiyorlar diye sorunca Brezilyalilar olayi cok normal bir sekilde acikliyorlar: Bizim takimin amblemi akbaba, taraftarlar da o yuzden tribune akbaba getirmisler, hayvanlari mactan once takimlarini desteklemek icin ucuruyorlar, diger taraftarlar da akbabalari vurmaya calisiyorlar!!!
Hiç yorum yok: