Tatilin uzun olani makbuldur ama surpriz olaninin da ayri bir tadi vardir. Memorial Day'de calisacagimi dusunuyordum. Tren istasyonuna yururken telefonuma gelen "Ayca bugun dinlen istersen, isleri yarin hallederiz" mesajini okuyunca servise binmek uzereyken kar tatili oldugunu ogrenen ogrencinin sevincini hissettim. Asiri nemli ve bunaltici hava bile beklenmeyen tatilimin tadini kacirmaya yetmedi. Meric'e bir hevesle hadi bilgisayarlarimizi alip Manhattan'a gidelim, orda bir kafede calisiriz dedim. Su aralar Meric'in aklina gecenlerde gelen, yaratici oldugunu dusundugumuz (ama hala yaraticiliginin kanitlanmasi gereken) bir fikri gelistirmekle ugrasiyoruz. Bize ilham vermesi icin hem kitapci hem kafe tarzinda bir yere gidelim dedik. Beni bilen bilir yon duygusu ve adres bulma konularinda acik ara sonuncuyumdur. Nedense gittigim her yerde oraya nasil ulastigima degil de etrafta keyfini cikaracak ne var ona bakarim. Manhattan'a gitmeden Internette aradigimiz tarzda birkac kafe buldum, Meric adresi not aldin di mi dediginde kendimden en ufak bir suphem yoktu. West 4'da indigimizde eee adres neymis sorusuyla karsilastigimda odevini ezberlemis ama mantigini kesinlikle anlamamis ogrencinin ifadesiz suratiyla Prince Street ve Jersey Street arasinda 72 numara dedim (bugun de ogrenci metaforlarindan gidiyorum hadi bakalim). Simdi verdigim cevabin tuhafligini tarif etmektense asagidaki haritaya bakmanizi, ve Prince Street'in bir ucundan digerine nasil bir mesafe oldugunu hayal etmenizi rica ediyorum. Evet simdi de o yuzunuzdeki ifadeyi Meric'in yuzune koyun, iste bu ifadeyi ne yazik ki ne ilk ne de son gorusum... (Adres bulma ve yonunu tayin etme egitimleri veren bir sertifika programi var midir acaba??)
Ilk soku takiben "Internet sitesinde yazan buydu, e sen de baksaydin o zaman adrese, beni bilmiyor musun?" tarzinda refleks
savunmalarim esliginde bir yirmi dakika sicagin altinda elimizde
laptoplar gezindik durduk (Bu arada cep telefonumu navigator olarak
kullanmaya calisip New Jersey yonune dogru gitmemiz gerektigini iddia
etmem konusuna hic girmiyorum bile) Sonunda pes edip bir Starbucks'a girdik, ucretsiz wi-fi sagolsun gitmemiz gereken adresi google maps'den tespit etti(k)!
Geldigimiz yer House Works adinda bir kitapci kafe. Ortam benim oldukca hosuma gitti. Dukkanin icini bir kutuphane gibi dosemisler. Merdivenler de dahil her yer ahsap. Ikinci kata donerek yukselen merdivenlerle cikiyorsunuz. Tum dukkani cepe cevre saran bu balkonun ortasi bos ve ilk kati oldugu gibi goruyorsunuz. Balkonda belli araliklarla kitapliklarin karsisina musterilerin istedikleri kitabi alip incelemeleri icin sandalyeler koymuslar. Ayni zamanda alt katta cok fazla cesit olmayan, daha cok atistirmalik seyler satan bir kafe ve masalar var.
Tek kusuru laptop icin priz koymamalari ki bu uygulamayi gelenlerin 35 saat oturmamasi icin yapmis olmalilar. Bu yuzden bunca emek ve zahmet ile buldugumuz kafeden bilgisayarlarimizin sarji yetmedigi icin bir saat sonra ayrilmak zorunda kaldik, ve maalesef priz ve sarj ihtiyacimiz bizi yine Starbucks'a mecbur birakti! Yine de bu kafeyi kesfettigim, adres bulma konusunda bir adim daha ilerledigim (umarim) ve sehirde bir gun gecirdigim icin mutluyum. Yalniz sicak gozumu korkutmadi desem yalan olur...
Hiç yorum yok: