23 Şubat 2012 Perşembe

Merhaba


Uzun uzun emailler yazmaya alisik bunyem is bloga gelince biraz duraksadi. Simdi birine sesleniyor gibi mi yazmaliyim, ic sesime kulak verip monolog mu yapmaliyim, yoksa spontane mi takilmaliyim? Belki de hic uzerine dusunmemeliyim, su akar yolunu bulur, benim de uslubum elbet oturur...

Ilk gunlugumu ilkokul ucuncu sinifta "Bir Genc Kizin Gizli Defteri"ni okuduktan sonra tutmaya baslamistim. Bir de isim vermistim, "Alice"! (O zamanlar bildigim tek yabanci isim olabilir). Ilk hevesimi aldiktan sonra mola vermis, Kadikoy Anadolu Lisesi'ni kazandigimda o heyecanla tekrar yazmaya baslamistim. Dusunuyorum da sonraki ara vermeler ile yeniden yazmaya baslamalar arasindaki gecis noktalari hep "ilk"ler oldu.. Ilk hoslanma, ilk flort, universitenin ilk gunleri, ilk ask, ilk ask acisi, aileden ilk uzak kalma, ilk yurtdisi deneyimi...

Simdi tekrar baslamak icin yine gecerli sebeplerim oldugunu dusunuyorum. Evliligimin ilk yilindayim (ki hala evlilik kelimesine birinci tekil iyelik eki getirirken yadirgiyorum) ve Amerika'da yasiyorum.

Bu blogu yazmaya baslarken kesinlikle New York'da bir kultur elcisiyim, Amerika'yi bir de benden dinleyin, gezelim gorelim okyanusun obur ucunu taniyalim vb. motivasyonlarla yola cikmadim. Amerika'da olmamin Amerika'da olmam disinda ve yasadiklarimin burada gecmesi disinda bloguma dogrudan hic bir etkisi olmayacaktir, bastan anlasalim :)

Yakin zamanda tekrar gorusecegiz...

Hiç yorum yok: