29 Ağustos 2012 Çarşamba

Ceromu gelin ettik

İtiraf ediyorum, bu yazıdan önceki iki yazının ikisine de 'Ceromu gelin ettik' başlığıyla başladım. Ama sadece konuşurken değil yazarken de geveze olduğum için bir türlü konuya giremeyip bambaşka şeylerden bahsedince yazıları bitirdikten sonra başlıkları değiştirmek zorunda kaldım. Bunda uzun zamandır blog yazmıyor olmamın da etkisi vardır mutlaka.

Bu sefer konudan sapmayacağım, sadece Ceromun düğününden bahsedeceğim. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi Türkiye'ye uçuşumu ertelememin en önemli sebeplerinden biri Ceronun düğününe yetişebilmekti. Bu aşk hikayesi ilginç ve romantik... Damat yabancı değil Kadıköy Anadolu'dan sınıf arkadaşımız, ama KAL'dayken merhaba merhabadan öteye çok da geçmeyen bir arkadaşlık yıllar sonra tesadüfler eşliğinde aşka ve ardından da evliliğe dönüştü. Ben şahsen bu olaydan çok memnunum, hem gelin çocukluk arkadaşım hem Ziya daha ne isteyim :) (Al işte düğünü neden kaçırmak istemediğime dair bir sebep daha!)

Jet lagden dolayı beş gündür sabah karşı uyanıp güne ancak öğlen başlayabildiğim için kuaför işini hallettikten sonra Gözde'ye ancak 5'e doğru gidebildim.Onun saçı, giyinme, makyaj derken çıkışımız 7'yi buldu. Nasılsa nikah 8'de, sadece kokteyli kaçıracağız diyerek çok da endişelenmeden gittik yol boyunca. Ama köprü çıkışında sağanak yağmur başlayınca ne olduğumuzu şaşırdık. 27 Ağustos tarihli bir düğünün açık havada planlandığını belirtmeme gerek yok sanırım... Beylerbeyi'ndeki Bosphorus Palace'a yağmurdan dolayı sıkışan trafik yüzünden sekizi biraz geçe ulaştık. İçimizde hala nikahı yakalayacağımıza dair bir umutla... Gel gör ki yağmurun bastıracağını anlayınca nikahı sekizi bile beklemeden kıymışlar. O yüzden taa Amerikalardan kaçırmamak için kastığım nikahı yağmur ve İstanbul trafiği yüzünden kaçırdım... Ama Ceromun her şeye rağmen gülen yüzünü ve enerjisini görünce insan hiçbir şeye üzülemiyor. Gelin bu kadar pozitifken bana üzülmek düşmez diye düşünüyor ister istemez...

Hem damat hem gelin KAL'li olunca düğün de ufak çaplı bir mezunlar gününe dönüştü haliyle. Sağ gösterip sol vuran, iki durup bir yağan yağmura rağmen eğlenceden hiçbir ödün verilmedi gece boyunca. Hatta yağmur her başladığında yalıya doluşan müsafirler bir süre sonra yağmuru tınmaz oldular ve yağan yağmur eşliğinde eğlence devam etti. Sonuç olarak diyebilirim ki fark vermeyi göze alıp bu düğünü kaçırmadığım için çok mutluyum... Islak ama komik, eğlenceli, sımsıcak bir düğün oldu...

Fotoğraf makinemi yanıma almayı unuttuğum için mecburen elimdeki fotonun fotosunu çekip buraya koydum!





Hiç yorum yok: